vosvosla yaşam sayfasına dönüş "VOSVOS DÜNYASI"na dönüş

 

Bu sayfalarda, vosvosseverlerin etkinlik duyurularını bulacaksınız.

Bölgenizde düzenlediğiniz etkinliklerin bu sayfalarda duyurulması için,  sebo@vosvos.net
adresine bir maille bilgi verebilirsiniz..

  • 26-27 Ağustos 2000
    Kıyıköy Gezisi
    VosVos.Net Club

Fikir Aslı'dan çıktı sanırım, Erim, Sebo ve Özgür destekledi..

Aslı ile erim balıkların lezzetini ve doğayı, Kadir Usta yokuş yukarı kayılan manyetik yolu anlatınca,  herkes tamam dedi, ve gezi tarihi oylanarak belirlendi..

Cumartesi sabahı erkenden yola çıkılarak, iki tarafı ağaçlık yolların tadını çıkara çıkara 2-3 saatlik bir yolculukla Kıyıköy'e varılacak.. (Bahçeköy'den geçerken manda peyniri ve yoğurdu almayı unutmayacağız tabii ki)

Programda,  doğanın tadını çıkarma yürüyüşleri, harika kumsalda sohbetler, oltasını evde unutanların diz dövüşleri, mangal partileri, leziz balıklar, süt, yoğurt, ekmek gibi o yöreye has yiyecek alışverişleri, Göktürk'ün ultrason görüntülerinden oluşan bir slayd gösterisi, belki bir manastır ziyareti var.. 

Ve çadır başında, Aslı'nın dediği gibi 
"...efendim sonra.. sabaha kadar sohbet muhabbet, gelsin biralar, rakılar; gitsin çaylar kahveler.."
Başta Kubi, Pelin ve Ulubilge olmak üzere, tüm vosvosseverlerin kulakları sırayla çınlatılacak... İstanbul'da olup gelmeyenlerinki iki kez çınlatılacak..

Çadırı olmayanlar üzülmesin, orada uygun pansiyonlar vosvosseverlere kucak açmaya hazır..

İşte size internetten derlenen Kıyıköy bilgileri...

Kırklareli'ne bağlı bu küçük köy Karadeniz'e bakan yüksek bir tepenin üzerinde kurulu. Kıyılarının gemilerin yanaşmasına elverişli olması nedeniyle ticaret hayatı hep hareketli olan Kıyıköy, şimdilerde geçimini balıkçılık ve ormancılıktan sağlıyor.
  • Biraz Tarih

İmparator Neron, Trakya Valisi olduğu yıllarda o zamanki adıyla Salmidores’e sayfiyeye gelirmiş.
M.S. 2. Yüzyıl’da Got'ların saldırısına uğrayan şehir yeniden kurularak Bizans zamanında Karadeniz kıyısındaki en kuvvetli tahkimata sahip olması nedeniyle bir hayli önem kazanır. Antik çağlardan bu yana yerleşim olduğu bilinen mağaraların zaman zaman korsanlara da ev sahipliği yaptığı biliniyor.
Köyün girişindeki kapı o çağlardan kalma Bizans eseridir.  Köy çevresinde sur kalıntılarına rastlamak mümkün.  Daha sonraki yüzyıllarda Midye adını alan köye balıkçılıkla geçinen Rumlar yerleşmiş.  Köyde şu anda Selanik’li Türkler yaşamakta.  

  • ve yolculuk
İstanbul'a 160 kilometre uzaklıkta Kıyıköy'e gitmek için Çerkezköy ilçesine kadar otobandan gidip, buradan Saray istikametine doğru gitmek gerekiyor. 19 kilometre uzaklıktaki Saray'a varınca Kıyıköy'ün tabelasını göreceksiniz. Sonra iki yanı böğürtlenlerle dolu kıvrımlı yol sizi Kıyıköy'e ulaştıracaktır. 
Saray Kapı olarak bilinen tarihi dar kapıdan geçip, köyün tadını çıkarabilirsiniz artık. 
  • neler var kıyıköyde..

Balıkçıların yuvası da denebilir buraya. Sadece kalkan yemek için bile gidenler var.. Mevsimin ilk palamudu burada avlanıyor. Ama hangi mevsim giderseniz giden çeşit çeşit taze balıklar mütevazı lokantalarda bulunabiliyor. 

Hava çok sıcaksa, alın mayonuzu Karadeniz'in serin sularına bırakın kendinizi. Yerleşimin denize göre sol tarafında kalan plaj, hayli büyük olduğundan isteyen kendini gizleyebiliyor, isteyen sere serpe güneşleniyor.
Kıyıköy, Papuç ve Kazan derelerinin arasında yer alıyor. 

Bu dereler, kıvrıla büküle Karadeniz'e ulaşmaya çalışırken ilginç görüntüler sunuyor gelenlere. İsterseniz iki yanı yeşillikli derelerin kıyısında yürüyün, ister tepeye kurulmuş çay bahçesinde çayınızı yudumlarken derelerin denize nasıl kavuştuklarını gözleyin, isterseniz balığınızı yerken denize açılan tekneleri seyredin.

Kıyıköy'de kumsaldan çıkıp, ormana dalmak gibi bir lüksünüz var. Tabii bu duruma restoranlar da kendini uydurmayı başardığı için ağaç altı ve sahil üstü mekanlar emrinize amade bekliyor.
1990 yılında doğal SİT alanı ilan edilen bölgede yapılaşma izni yalnızca kentin sağında kalan limanın üst bölümüne verildiği için bakir kalan Pabuçderesi'ndeki yaklaşık 4.5 kilometrelik parkurda sandal gezisi yapabiliyorsunuz.

En önemli ve tek sayılabilecek yapısı Aya Nikola Manastırı.  Kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş manastır hakkında pek bilgi yok.  Bir sava göre Cenevizlilerden kalma imiş.  İçeride belli belirsiz mezar kalıntıları var.  Kanlı havuz diye adlandırılan bölümde Hıristiyan din adamlarınca suçlu bulunan kimseler, boğularak öldürülüyormuş.

Ayrıntılı birşeyler okumak isterseniz, buyrun..